11 Mayıs 2013 Cumartesi

F. Scott Fitzgerald - Muhteşem Gatsby

Çok beğenirim herhalde bunu ben diye başlayıp yok ya, o kadar da beğenmedim diyerek sonunu getirdiğim bir kitap ile yine yeni yeniden, ben.

1920'li yıllar psikolojisinde okunması gereken (aslında bir de 30 yaş düşüncesinde okumak lazım, sanırım ondan bu kadar beğenmedim) bir kitap Muhteşem Gatsby. Umut nedir, nasıl edilir sorusunun ayaklı kanıtı, en asil duygunun insanı Muhteşem Gatsby! Ama işte yine de çok sarmadı beni nedense. Savunma olarak da zevklerin ve renklerin tartışılmazlığını öne sürüyorum.

İnternette bu kitapla ilgili en büyük sıkıntının Can Yücel'in yaptığı çeviri olduğunu okudum çoğunlukla. Bendeki baskıda (Everest Yayınları) çevirmen Püren Özgören'di ve ben gayet güzel buldum çeviriyi. Demek Can Yücel sadece şiir çevirseymiş daha makbule geçecekmiş. Sosyal tespit insanı oldum çıktım arkadaş.
 
Gatsby'nin dilinden düşürmediği bir kelime var: azizim. Değil mi azizim, olur mu azizim, he mi azizim, canım azizim, ah azizim vah azizim derken bir ara kendimi çok mübarek birisi sandım. Gören der ki herhalde en az Ortodoks kilisesi papazı, aziz ben. Haksız mıyım azizim?

Haftaya filmi de geliyor kitabın, benim asıl okuma sebebim de buydu. Leonardo DiCaprio oynayacak Gatsby'yi. Baz Luhrmann çekmiş filmi, o yüzden 'umutlu'yum. Bakalım neler neler olacak. Parti sahnelerini çok güzel işlediğinden emin gibiyim.

Yeter bu kadar azizim, aç ayı oynamaz. Umut fakirin ekmeği hem, belki yiyecek bir şeyler bulurum. Arrivederçi.

(Önizlemede baktım da buralar çok boş göründü gözüme. Hiç hoş değil. Gerçekten hiç hoş değil. Evet, bi bakalım doldu mu? Yok, daha çok var. O zaman kitaptan bir cümleyle bitirelim, hatta belki bu bana bir işaret bile olabilir: İçinden ne zaman birini eleştirmek gelse, bu dünyada herkesin senin sahip olduğun üstünlüklerle doğmadığını anımsa, yeter.)    

2 yorum:

  1. şimdi
    siz bu kitaba neden ısınamadınız ben söyliyim; çünkü 30lu yaşlar, umut
    falan, bağlarsak; orta yaşın giriş bölümündeki insanlara, hayatın güzel
    olduğunu, umutlu olmak gerektiğini söyleyen bir kitap olduğunu
    varsayarsak, buna da tam olarak kişisel gelişim diyemesek de işte öyle
    bişeylere yuvarlarsak, sizin de zaten böyle şeylere ihtiyacınız olmadığından sevmediğinizi itiraf edersek; işte o sebepten..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Benim de zaten böyle şeylere ihtiyacım olmadığından mı? O ne demek oldu emin değilim ama vardır bir bildiğiniz herhalde. :)

      Sil