19 Ocak 2014 Pazar

Ray Bradbury - Fahrenheit 451 (Kitap + Film)

Mükemmel bir distopya ile daha tanışmış oldum nihayet: Fahrenheit 451.

Neredeyse okuduğum her kitaptan sonra dediğim gibi Fahrenheit 451 de uzun zamandır okumak istediğim bir kitaptı. Ama doğru söylüyorum. Her kitabı bir anda okumak isteyince böyle oluyor. İnanmayanları esefle kınıyorum.

Kitapların yakıldığı bir geleceği anlatıyor Fahrenheit 451. Şimdi bunu iyi düşünmek gerekiyor. Kitapların devletçe yasaklanması ve yakılması ne demek? Bu, şu demek: düşünmek yasak! Farklılık yasak! Yenilik de yasak! Herkes devletin istediği tek tipte olacak. Bradbury'yi gerçekten takdir etmek lazım; çünkü çok ince bir yerden vurmuş bence. Tabii ya, sen insanların geçmiş tecrübelerden yararlanmasını ve düşünmesini engellersen her istediğini istediğin şekilde yaptırırsın.

Kitapta bunun savunulma şekillerinden biri, devletin böylece tüm bireyler için gerçek bir 'eşitlik' sağlamış olacağıydı. Evet, gerçekten de öyle oluyor aslında. Herkes istediğinizi yapar ve istemediğinizi yapmazsa size göre herkes aynı ve eşit olur.

Yine bir başka sebepse kitaplarda anlatılanların, yazılanların, karakterlerin, olayların yaşanmamış olması ve insanı üzmesi. Yani diyor ki valla her şey sizi iyiliğiniz için, mutlu olun diye yasakladık. Okuyup okuyup kahroluyorsunuz, kendinizi dağlara vuruyorsunuz. Aranızda yeni yeni icatlar çıkaran bile oluyor. Ne gerek var? Şu eliniz ayağınız bi dursun. Ben de durur muyum? Hadddi lan ordan diyorum. Aslında başka şeyler de derdim de ne gerek var şimdi, biz bize konuşuyoruz.

Filmini de izledim bu arada, 1966'da çekilmiş. Fakat filmin sadece sonunu sevdim. Geri kalanı bana pek gelecekte geçiyormuş hissi vermedi. Değiştirilen bir iki şey vardı, bence onlara da gerek yokmuş. Ama dediğim gibi, sonu çok iyi bağlanmış. Aslında bu da kitabın başarılarından birisi. Devletin koyduğu bu kurallara uymayanların birer kitap birey olarak yaşaması mükemmel bir fikir. Kitaptaki en çok hoşuma giden fikir bu oldu sanırım. Detaylar için tabii ki kitabı okusanız çok daha iyi olur. Şimdi bu haliyle ne diyor lan bu deyip geçme olasılığınız yüksek.

Son olarak, aslında kitaplar arasında kıyas yapmam pek ama Cesur Yeni Dünya aklıma geldi Fahrenheit 451'i okurken. Benim için şöyle bir farkları var (konuları zaten farklı da, ikisi de distopya olduğu için kıyaslıyorum): Fahrenheit 451'in konusu süper ama kitabı o kadar iyi değil; Cesur Yeni Dünya ise eser olarak harika. Bilmem anlatabildim mi? Huxley, daha güzel anlatabilmiş gibi geldi bana. Bana öyle gelmiş de olabilir tabii.

Ha, bu arada, Fahrenheit 451, ateşin tutuşma derecesiymiş. Ray Bradbury de zamanında bunu bir itfaiye şefinden öğrenmiş ve doğruluğunu bile araştırmadan kitabına isim olarak vermiş. Böyle de ilginç bir arkadaşmış kendisi.

Bu bilgiyi de verdiğime göre gidebilirim. Okuyun, okutun ve esen kalın efem.

Not: Kış Okuma Etkinliği, yasaklanmış kitap kategorisi, 25 puan.
 

6 yorum:

  1. yalnızca filmini seyretmiştim..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bence kitabına da bir şans vermelisiniz.

      Sil
  2. Ben de merak ediyorum kitabı nicedir... Bakalım ne zaman okuyacağım.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Dördüncü ayın beşinci günü şafak vakti Gandalf, yok olmadı; dördüncü ayın beşinci günü saat bir gibi başlarsan deli manyak havan olur bence. Gerçi kitapla hiçbir alakası yok ama olsun.

      Sil
    2. Meheheh :D
      Bana yazdığın yoruma ben de bittim. :D Dördüncü ayın beşinci günü saat birde Yüzüklerin Efendisine başliyim bence ben, çok daha pis havam olur bence :D

      Sil
    3. Uuu, öyle bir şey yaparsan ben de yazısını yazdıktan sonraki beşinci günün şafağında yorum yaparım. Hadi bakalım, hodri meydan! :D

      Sil