2 Şubat 2014 Pazar

Carlos Fuentes - Artemio Cruz'un Ölümü

Yeni bir yazar daha, Carlos Fuentes ile yola devam sayın seyirciler. Dağ gibi adamı da gömdüm, öyle geldim. Hey gidi Artemio Cruz... Trilyon da olsan harcanacaksın işte.

Tam emin olmamakla beraber öyle sanıyorum ki Marquez'den sonra okuduğum ikinci büyülü gerçekçi yazar oldu Fuentes. Belki böyle adlandırmak doğru olmayabilir ama ben bu kitapta da öyle bir hava sezdim. İkisi de çok acayipmiş gerçekten. O yüzden bana sorarsanız Yüzyıllık Yalnızlık'ı seven herkes Artemio Cruz'un Ölümü'nü de sevecektir. Böyle yazınca da sanki adamın ölmesini isteyeceksiniz gibi oldu, ilginç.

Kitabın şöyle bir güzelliği var: kurgusu ve üslubu mükemmel. Kurgusu mükemmel; çünkü zamanda ileri geri giderek anlatıyor her şeyi. Üslubu mükemmel; çünkü her bölüm kendi içinde üç farklı anlatım tekniği barındırıyor. Ve ben yine öyle sanıyorum ki bu da benim ilk kez karşılaştığım bir yöntem oldu. Kısacası Memento gibi kitap, alın okuyun bence.

Yine okumak isteyenlere önerim odur ki mümkün olduğunca aralıksız okuyun. Çünkü içinde çok fazla isim var ve kurgudan dolayı bir ileri bir geri, bir çooook ileri bir çooook geri gittiğiniz için ister istemez karışacak onlar. Her gün bir bölüm okuyup bitirmek çok zevk vermeyebilir o yüzden. Ama olabildiğince kısa sürede bitirilirse 'oohaaa' dedirtme ihtimali yüksek. Bitirince ben dedim şahsen.

Peki, kimdir Artemio Cruz? Meksika Devrimi süresince doğup büyümüş, tabiri caizse kölelikten zirveye ulaşmış bir siyaset adamı ve medya patronu. Tüm kitap içerisinde hayatını, ölüm döşeğinde yaşadığı iç hesaplaşmalarını ve vicdanının sesini okuyoruz. Kitabın başlarında sürekli tekrar eden ve anlamsız gelen bazı cümleler kitap ilerledikçe çok anlamlı gelmeye başlıyor. Yani birazdan fazla derecede özeline de girmiş oluyor Cruz'un. Catalina'lar, Regina'lar, Laura'lar, Lilia'lar havada uçuşuyor. Okuyanlar bilirler ki Regina, ah Regina...

Kitabın her bir bölümündeki son kısımlar, altı çizilecek cümlelerle dolu. Zaten bu bölümlerdeki cümleler de hemen hemen daima birer paragraf uzunluğunda. Şimdi kitaba dair okuyacak kişilerin zevk almasını engelleyecek bir şey söylemek istemediğim için daha fazla detaya giremiyorum ama benim en sevdiğim kısımlar bu bölümler oldu. Belki ortanca kısımlarda Artemio Cruz'un kendi kendisiyle hesaplaşmaları da olabilirdi ama o son bölümler daha etkileyici; çünkü bu son kısımlarda konuşan Artemio Cruz değil, vicdanı (o yüzden bir üst paragrafta da vicdanının sesini okuyoruz dedim, sanki ses olunca dinlenmesi gerekiyormuş gibi geliyor kulağa). İnsanın kafasına çekiçle vuruluyormuş gibi cümleler var buralarda.

Buradaki 2012 tarihli yazıya göre kitabın film hakları alınmış durumda, hakkı verilerek çekilirse tadından yenmez. Yine burada da Carlos Fuentes'le kitap hakkında yapılmış bir röportajın ses kaydı yer almakta. İlgisi olanlar bir göz atabilirler. Gerçekten çok güzel bir program olmuş.

Kitabın çevirisi ile her zamanki kalitesinden bir örnek sergileyen Seçkin Selvi'ye de burdan saygılarımı sunuyorum. Çevirmenlik zor iş vesselam...

Sanırım kitap hakkında söyleyeceklerim bu kadar. Keşke herkes okusa (belki duygu sömürüsü yaparsam okuyan olur). Kendinize iyi bakın. Çünkü bakmazsanız sonuçlarına katlanması gereken yine siz olacaksınız. Evet. Hoşça kalın. :)

Not: Kış Okuma Etkinliği, daha önce okumadığınız bir ülke edebiyatı (Meksika Edebiyatı), 15 puan.

10 yorum:

  1. kitabı gerçekten merak ettim :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. :))

      İstersen bendekini gönderebilirim sana?

      Sil
  2. Mshn oku dedi, okunacak! (Mümkünse böyle, yüksek rütbeli asker tonlamasıyla okuyunuz)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Şimdi öyle deyince benim de bi daha okuyasım geldi. :)

      Sil
  3. Mustafa, biliyorsun ki "Yüzyıllık Yalnızlık" bana göre değildi. Şimdi ben Artemio Cruz'un Ölümü'nün den uzak durmalıyım öyle mi?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ama şimdi bu çok tuzak bir soru oldu. Bence bir şans verin yine de. Çünkü ben büyülü gerçekçi dedim ama kitap gerçekten öyle olduğundan değil, bana öyle geldiğinden dedim; beni çok etkiledi anlamında. Ayrıca üç anlatım tekniğini bir arada okumak için bile bir şans vermelisiniz bence. Beğenmezseniz de ben hep burdayım. :)))

      Sil
    2. Ben aslında "Yüzyıllık Yalnızlık"a da bir şans daha vermeyi istiyorum. Emin ol, "Artemio Cruz'un Ölümü" nü de okumayı çok isterim. Beğenmesem, nasıl olsa yazarını bulamayacağım ama yakasına yapışacağım birisi var:))

      Sil
    3. Evet, anlaştık o zaman. :)

      Sil
  4. Ben de bayılmıştım bu kitaba. Yine aynı dönem yazarlarından bir diğer efsane de Mario Vargas Llosa. Kent ve Köpekler'i de beğenirsiniz diye düşünüyorum. Yazık ki bu adamlar birer birer gidiyor ve çok beylik bir laf olacak ama yerlerine yenileri gelemiyor.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kent ve Köpekler'i duymamıştım daha önce. Not aldım, günün birinde okursam kulaklarınızı çınlatacağım. Teşekkür ederim. Ayrıca dediğiniz laf ne yazık ki bence de doğru.

      Sil