20 Ekim 2012 Cumartesi

Kısa Kısa, #4

Sanatın ve sanatçının dostu güzel insanlar, merhabalar efem. Asım abinin izniyle bugün yine entel kişiliğimi takındım da geldim. Yer yer yağmurlu, yer yer yağmursuz; yer yer ıslak, yer yer kuru bir İstanbul gününde tekrar sizlerle birlikteyim. Şu an ne kadar mes'udum bilemezsiniz.

Bi not defterim var, bir yıldan fazla zamandır izlediklerimi ve okuduklarımı not alıyorum hani olur da belki iyi bir tarafıma gelir de blogda yazmak istersem diye. İşte bugün yine o günlerden birisi oldu gibi sanki biraz. Bakalım neler varmış not defterinin diplerinde. 

Freaks and Geeks, hell yeeeaaah! İzlediğim en bi güzel dizilerden birisi. Altı üstü 18 (yazıyla on  sekiz) bölüm sürebilmiş bir dizi. Amma lakin ki kadroya baksanız, hadi kaddoyu geçtim dizinin kalitesine baksanız herhalde en az beş sezon sürmüştür dersiniz bence. Benim bitmiş dizileri izlemek gibi bir takıntım olduğundan dolayı başlarken 18 bölüm olduğunu biliyordum gerçi ama bittiğinde derin bir hayal kırıklığı ile kalakaldım. Çünkü neden? Çünkü çok güzel bir diziymiş ve yazık edilmiş yahu erken bitirilerek! Ya ben lan neyse bişe demiyorum. Bitmiş dizileri izlemenin kötü yanı da bu işte. Sözün kısası bu diziyi ne yapın edin, izleyin. Beğenmeseniz de Bad Reputation'ın canı sağ olsun.

The IT Crowd, zaaaaa iks dee. Kıpkısa sürmüş bir dizi. Zaten bu İngilizler hep yapıyorlar bu kalleşliği. Bir sezonda altı bölüm nedir Allah aşkına ya?! Türkiye'de 40 bölüm çekiyor adamlar! Tabii bu pek doğru bir karşılaştırma olmadı, neyse. Altışar bölümlük dört sezonu olan bir dizi IT Crowd ve ben de bir bilgisayar mühendisi olduğumdan mıdır nedir izlerken kahkahalarla izlemiştim her bölümünü. Bütün karakterleri orijinal, her bölümü süperdi. Zaman zaman açıp bazı sahnelerini tekrar izliyorum. Antidepresan olarak kullanıyorum da diyebiliriz. Fakat şöyle de bir şey var ki bu tip diziler öyle herkese hitap eden diziler değil. Beğenmeyen de yerden yere vurabilir ne lan bu saömalık diye. İşte onlar akıllı olsunlar. Zevkleri tartışmayalım, üzülürüz.

Coupling ile devam edelim. Yine süper bir İngiliz dizisi, yine nispeten kısa sürmüş bir dizi. Bu diziyi bilen hemen herkesin favori karakteri Jeff Murdock olsa gerek, benim de öyle. Üç hatun, üç erkek elemanın aralarındaki ilişki temelli bir diziydi ve yanlış hatırlamıyorsam ikinci sezon finalinin son sahnesinde gülme krizine girmiştim. Bölüm tam doğru olmayabilir ama düşünün ki insanı gülme krizine sokabilecek sahne var dizide. Daha ne istiyorsunuz anlamıyorum ki. Size de yaranılmıyor ha!

Ehem, neyse, birbirimizi kırmaya değmez. Sakin olalım lütfen. Teyk it iizi men, teyk it iizi.

Ufaktan yollanayım bari. Uzun zamandır yeni bir diziye başlamadım. Film izliyorum sürekli. Onları yazmak da zor iş, her gün yazı mı yazılırmış bloga? :) Üşeniyorum o halde yarın diye boşuna dememiş diyen. Kesin uzaktan da olsa beni tanıyan birisi söylemiştir bu sözü de. Her neyse efem... Ben giderim yazım kalır, bloggerlar beni hatırlasın. Saygılar...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder