26 Ağustos 2014 Salı

Turgut Uyar - Büyük Saat

"Herkesin bir umudu vardır.
Bir savaşı, bir kaybedişi,
Bir acısı, bir yalnızlığı
Bir hüznü...

Çünkü herkesin bir gideni vardır,
İçinden bir türlü uğurlayamadığı."

Büyük Saat'i de devirdim. Ne zormuş Turgut Uyar okumak, ne zormuş yalnızlık, ne zormuş sevmek...

Şiir okumak genel olarak zor bir iş gerçi. Ama bazı şairler kolay okunabiliyor yine de ve Turgut Uyar onlardan birisi değil. Sanki insanın bir şeylerden nasibini almış olması lazım anlamak için. Yalnızlık, aşk, özlem, o, bu, şu... Ha, şimdi diyeceksiniz ki onları çekmeyen mi var? Ne bileyim? Onu da mı bağa soruyonuz?!

Yakın tarih edebiyatımızdan üç şair hedefim vardı bir an önce okumak istediğim: Cemal Süreya, Edip Cansever ve Turgut Uyar. Böylelikle üçünün de tüm şiirlerini okumuş oldum. Üçü de birbirine benzer aslında ama üçünün de farklı birer boyutları var adeta.

Mesela Cemal Süreya daha edebiyatçı. Her türde yazmış neredeyse. Turgut Uyar, Cemal Süreya'nın şiir alanında bir derece yukarısında bana göre. Daha yoğun ve zor. Edip Cansever'i nereye koyacağımı bilemedim. O hepsinden 'fazla'. Yani Cemal Süreya'nın da dediği gibi 'fazla şiirden öldü Edip Cansever'.

En nihayetinde bana en çok hitap edenin yine Edip Cansever olduğunu söylemem lazım. Onda başka bir şey var. Anlatamıyorum ama onun kafasının içi sanki çok çok daha başka.

Tabii bu üç ismi bir tutmamın sebebi İkinci Yeni akımının başında gelen isimlerden olmaları. Yani gidip de Edgar Allan Poe ile, Mehmet Akif Ersoy ile karşılaştırmıyorum o yüzden.

Tarz olarak bakarsam da İkinci Yeni akımına dahil çoğu şairdeki gibi bir gidişat söz konusu gibi geldi bana. Bu ne demek? 1940'ların sonundan itibaren ilk on yılki şiirlerinde bir düzen var. Kafiyeli, redifli şiirler çok sık. Sonra sonra akımın da getirdiği şekilde şiirler uzamaya veya kısalmaya başlarken dizeler karmaşıklaşıyor. Kimi dizeler upuzun, kimisi tek kelime; kimi dizeler bayağı bildiğimiz diyalog iken kimisi paragraf gibi... Yine buna benzer şekilde ilerleyen yıllarla beraber noktalama işaretlerinin de şiirlerden çok büyük oranda kalktığını görüyoruz.

Bu iyi mi, kötü mü? İkisi de değil bana göre; fakat zor. Okumayı ve anlamayı çok zorlaştırıyor. İnsan adeta kekeliyor bazen. Üst satır bunun devamı mı, yoksa bu alttakinin başı mı ya da bununla beraber kaç dize bütünlük arz ediyor gibi telaşlardan bahsediyorum. Bence en mantıklısı şiirleri en az ikişer kez okumak o yüzden. İlkinde vurguları öğrenip ikincisinde (belki daha sonrakilerde) ağız tadıyla şiiri okumak lazım. İnanın tadı bambaşka oluyor.

Göğe Bakma Durağı, Eski Kırık Bardaklar, Sular Karardığında Yekta'nın Mezmurudur, Ölü Yıkayıcılar, Açıklamalar, tabii ki Büyük Saat, Malatyalı Abdo İçin Bir Konuşma, düzenbozan'a, gemi, gemi, Acının Tarihi, Bir Süreğen İlkbahar, Sibernetik, Acıyor, Sulardan Ürkü, Size Olmayan ve daha bir sürü birbirinden güzel şiire imza atmış Turgut Uyar.

Bu arada YKY'nin bu baskısı, Turgut Uyar'ın tüm şiirlerini içeriyor. Kitap 724 sayfa. Demek istediğim şiirleri tek tek yazmakla olacak gibi değil. Belirli yerlerini işaretlediğim çok fazla sayıda şiir var. Bu da Turgut Uyar okurken sık sık yaptığım bir şey oldu. Şiirin kendisinden çok tek bir dizesini işaretlediğim çok oldu mesela. Durup durup on ikiden vurmak gibi bir şey diyeyim, siz anlayın.

Bir şiir kitabını okuyup bitirmek, kurgu bir eseri bitirmek gibi değil. Sürekli yeniden yeniden okunmak istiyor şiirler. Çok güzel bir özellik bence bu. Sıkmıyor, bilakis her seferinde yeni heyecanlar ve anlamlarla geliyor. Onun için evet, şiir okumak belki zor; ancak kesinlikle değer.

Bunları da söyledikten sonra yazıma koca kitapta en çok beğendiğim alıntı ile son vermek istiyorum. Sanırım böyle dizeler yazabildikleri için Turgut Uyar gibiler usta oluyorlar. Önünde saygıyla eğiliyorum ve müsaade ederse uzanıp yanaklarından bir de ben öpmek istiyorum. Hoşça kalın.

"Düşünüyorum da biz, büyüyerek çocukluk etmişiz."

8 yorum:

  1. üzülerek ve aynı zamanda utanarak yazıyorum , hiç okumadım ama kesinlikle okuyacaklarım arasında...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. En kısa zamanda mümkün olur inşallah, beğeneceğinizi düşünüyorum çünkü.

      Sil
  2. Sayın Mshn yazının başındaki şiir Büyük saatin kaçıncı sayfasındadır acaba. Madem kitabı da okudunuz en iyi siz bilirsiniz

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Büyük Saat'in kaçıncı baskısıydı elimdeki hatırlamıyorum açıkçası. Kitap da yanımda olmadığı için sayfa sayısını bilemeyeceğim. Ayrıca hayatta hiç kimsenin herhangi bir şeyi en iyi bilebileceğine ihtimal vermiyorum. Muhakkak benden daha iyi bilecek birçok kişi vardır Mehmet Emin bey.

      Selamlar...

      Sil
  3. Ben de Büyük Saat'i okudum ve yazınızın en başında geçen şiire rastlayamadım. Bendeki farklı bir basım olmalı, belki de sayfa eksiktir. Yoksa şaire ait olmayan bir şiiri onunmuş gibi blog'unuzda mu yayınlayacaksınız, hiç.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kalbimi kırıyorsunuz. :(

      Prensiplerime aykırı bir kere, mümkün değil yapamam. Yapamamalıyım. Yapmamışımdır. Valla. :)

      Sil
    2. Yapmissiniz ama

      Sil
    3. Hayır, yapmamışım. Israr ediyorum.

      Sil