6 Ağustos 2015 Perşembe

Hissiyat, #5

Çoklukla böyle oluyor. O kadar çok yazmak ve anlatmak istiyorum ki hiçbir şey yazamıyorum, anlatamıyorum. Notlar alıyorum bir yerlere, sonra dönüp baktığımda kimisine aslında bu iyiymiş, kimisine de ya bi yürü git şurdan diyorum; genelde ikincisi oluyor.

Eee? Yazmamalı mıyım o zaman? Saçmalık! Hem de saçmalığın daniskası! Yazmak iyi geliyor. Yani yazmış olmak değil, yazıyor olmak. Şu an! Şu an iyi geliyor. Yazıp bitirdikten sonrasının hiçbir önemi yok ki. Geçmiş oluyor o zaman çünkü, bitmiş oluyor. Aslında ne geçen var, ne biten. Hal böyleyken çok da medet ummamak lazım hiçbir şeyden.

Şöyle uzun mu uzun, destansı bir yazı yazmak var kafamda. Ama toparlayamıyorum. Boğuyor beni, vazgeçiyorum. Daha zamanı var demek ki diyorum. Erteliyorum. Tembellik ediyorum. Üşeniyorum. Kaçıyorum (bunu bir yerlerden hatırlıyorum).

Hayatım boyunca kendimi kötü hissettiğim zamanlarda yaptığım bir şey vardı, hala var. O an nasılsam, kendi durumuma yakın ama birazcık daha kötü haldeki birini hayal ediyorum. O anda öyle birini kuruyorum kafamda. Ve konuşuyorum onunla. Olabildiğince mantıkla; olamadığınca vicdanla, içimdeki sesle. Onu ikna etmeye çalışıyorum her şeyin iyi olacağına. Ne kadar başarılı olursam kafamdaki konuşma bittiğinde kendimi o kadar iyi hissediyorum. Sanki gerçekten iyi bir şey yapmış ya da bir işe yaramışım gibi oluyor. Bir hayal, bir yalan; ama işe yarıyor. Kötü tarafı da var. Uykumu kaçırıyor. Çünkü genelde yatmadan önce uyduruyorum bunları. İkna için üretmeye çalıştığım onca fikir yüzünden beynim uykuyu kovuyor, bi yürü git, işimiz var, görmüyor musun diyor adeta. 

Oku hedefe atmadan önce geri çekmek gibi, işlerin iyiye gitmeden önce bir müddet kötüye gitmesi gibi, seherin öncesinin en karanlık vakit olması gibi... Öyle, değil mi? Öyle olmalı. Öyledir öyle. Her şeyin güzel olacağına, eninde sonunda her şeyin güzel olacağına inanıyorum. Muhakkak ki her şey bir gün güzel olacaktır. Kaçarı yok yani. Olmalı! Bu noktada hayatımı devam ettirmemde en büyük pay sahibi olan duygulardan biri giriyor devreye: merak! Evet, bir gün her şey güzel olacak. Biliyorum. Ama elimde değil işte, içim içimi yiyor, merak ediyorum: her şey güzel olduğunda ben de orada olacak mıyım?

Ne olur olayım.
 

2 yorum:

  1. Bu dönemde mi bir gariplik var acaba? Okuduktan sonra ben de sordum kendime.
    Umarım orada oluruz...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. 2015 komple rezillik, bitse de çamur atacak başka bir şey bulsam.

      Umarım orada oluruz.

      Sil