Geçenlerde bahsetmiştim, bazı yazarları kronolojik sırada okuma düşüncem vardı. Paul Auster da o yazarlardan biriydi. (Güya) araştırdım ve New York Üçlemesi'ni aldım ilk kitabı diye sayın seyirciler. Gelin görün ki meğersem ilk kitabı bu değilmiş (yani tamam, bu bir üçleme zaten; ama siz anladınız benim demek istediğimi). Köşeye Kıstırmak isminde bir kitabı varmış bundan önce ama arkadaş o kitabı Paul Benjamin adıyla yazdığı için ve çok da detaylı araştırmadığım için onu atlamış oldum. O da bir dahaki sefere artık...
Bu kitaba gelirsek muhterem cemaat; Cam Kent, Hayaletler ve Kilitli Oda isminde üç öykü var elimizde. Tamamen kendi beğenime göre söylüyorum ki öykü sırasına göre kalite, merak ve heyecan da artıyor, kitabın kendini okuturluğu da. Bırakmak istemedim kitabı resmen. Onun için her gün bir öyküyü okuyarak üç günde bitirdim kitabı ama şimdi diyorum ki bu kitabı baştan aşağı bir günde okumak mükemmel olurmuş. Çünkü neden? Çünkü Kilitli Oda'nın sonunda acayip şeyler oluyor. Ehem, neyse, içeriği deşifre etmeyelim durduk yere. Beddua almanın anlamı yok, değil mi?
Bu arada söylemek lazım ki öykülerde dedektiflik teması ve polisiye bir hava var. Kendini okutması bundan kaynaklı olabilir ama sadece buna yükleyemem şimdi, adam üslubuyla okutuyor biraz da.
En hoşuma giden durumlardan birisi üç öyküde de gerçek hayattaki yazarlara, filmlere, olaylara vs. referanslar olması. Yani kitabı okuduktan sonra psikopatlık derecenize göre okuyacak bir sürü yazar, şair ve izlenecek birkaç film çıkarmış olabilirsiniz kendinize. Tabii bu arkadaşlar Amerikalı ve İngiliz sanatçılar ama olsun; bir Edgar Allan Poe'nun isminin geçmesi yeter de artar bile. Bunlarla ilgili ekşisözlük'te bir yazar şöyle bir bilgi de vermiş toparlamak amaçlı. Hürmetler efendim, teşekkür ederiz.
Kendi adıma Paul Auster okuma kararımdan memnun oldum en nihayetinde. Diğer kitaplarını da zamanla okurum artık. Tabii araya en azından üç beş farklı yazar gelmesi lazım. Ne olacak bu benim takıntılarım bilmem. Kfm basmyrsa dmk.. :s :s
İğrençliğimi de yaptım, içim bir hoş oldu. Kapanışı devreleri epey ısıtabilecek bir alıntıyla yapıyorum, hoşça kalın.
Yalan söylemek kötü bir şeydir. Doğduğuna pişman eder insanı. Doğmamış olmak ise bir lanettir. Zamanın dışında yaşamaya mahkum olursun. Ve zamanın dışında yaşayınca da gece de yoktur gündüz de. Ölme fırsatın bile olmaz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder