30 Haziran 2013 Pazar

Douglas Adams - Otostopçunun Galaksi Rehberi

Hayat! Sakın bana hayattan bahsetmeyin! (Paranoyak Android Marvin)

Ne desem, nasıl başlasam diye kara kara düşünürken zilyon tane alemin en kral paranoyağı Marvin imdadıma yetişti. Hah, hayatmış!

Sıraya bir koyabilsem aslında söylemek istediğim çok şey var. İsmini yıllardır duyduğum ama hiç okumayı ciddi ciddi düşünmediğim bir kitaptı Otostopçunun Galaksi Rehberi. Gerçi ismi değişik geliyordu ne yalan söyleyeyim. AMA! Ama ben nerden bilebilirdim ki bu kadar muhteşem bir şeyle karşılaşacağımı?!

Meczup'un bu yazısının ardından dedim artık okumak lazım demek ki bu kitabı ve geçen pazarı pazartesiye bağlayan gece başladım. Bu arada bilginiz olsun, sakın siz zamanlama olarak o anı seçmeyin. Sonra mükemmel bir pazartesi sendromu yaşıyorsunuz.

Seri beş kitaptan oluşuyor: Otostopçunun Galaksi Rehberi, Evrenin Sonundaki Restoran, Hayat, Evren ve Her Şey, Elvede ve Bütün O Balıklar İçin Teşekkürler, Çoğunlukla Zararsız.

Tek tek hepsinden ayrıntılı bahsedip yazıyı destana çevirmek istemiyorum. Onun için elimden geldiğince kısaca bende bıraktıları etkiden bahsetmek istiyorum. Evrenin Sonundaki Restoran en sevdiğim kitap, Evren, Hayat ve Her Şey'in başlangıcı ve bitişi; yani Ebedi Dumura-uğratıcı karakteri efsane oldu gözümde. Az gülmedim yani, gerçekten. Nasıl bir hayal dünyasıdır aklım almıyor. Hangi kitaptaydı aklıma gelmiyor şimdi ama uzay gemisinin birinde hava boşluğuna atma ünitesinde kocaman bir düğme var ve tek fonksiyonu basıldığında 'Sakın bu düğmeye bir daha basmayın' diye mesaj vermesi. Bu tip çok ince yerler var insanı gülme krizine sokan. Arada Rehber'le, Evren'le ilgili kısa bilgilerin ve genellikle çok alakasız şeylerin yazdığı bölümler falan da cabası...


İnternette bu seri için en büyük sıkıntılardan biri olarak normal dünyada geçen kitaplar çok sıkıcı gelmeye başlıyor şeklinde serzenişler okudum. Hakları var.

İlk kitap hariç serinin çevirmeni olan İrem Kutluk öyle böyle güzel bir iş çıkarmamış. İlk kitabı çeviren Nil Alt da çok başarılı. Ama özellikle benim favorim olan ikinci kitapta (çünkü mizah dozu en fazla burda) çok çok başarılı.

Bu arada belirtmeden geçemeyeceğim, kitabın sayfa diplerindeki editör notları da kitabın absürd havasına uygun şekilde verilmiş. Dahiyane bir fikir olmuş, onu da çok takdir ettim. Kim akıl ettiyse tebrikler ve izin verenlere de teşekkürler.

Karman çorman gittiğimin farkındayım ama kitap da öyle gidiyor. Biraz dağınıklık iyidir. Ayrıca bir şey dağılacaksa dağılacaktır ve bu dağınıklık düzgün bir sırada gerçekleşmek zorunda değildir.

Evrenin sonundaki restoran, fikir olarak gerçekten muazzam geldi bana. Kitabı okumadan önce ben bu restoranı hani bir şekilde uzayın sonu bulunmuş (sınırı gibi) da oraya inşa edilmiş diye düşünüyordum. Hahaa, alakası yokmuş. Daha da süpersonik bir restoranmış. Kıyametten öncesini işaret ediyormuş, zamanın bitmesini kastediyormuş. Buna hem güldüm hem de bunu akıl edebilen beyne devasa bir saygı duydum.


Marvin'e özel bir paragraf ayırmak istiyorum. Eminim bu seriyi okuyan herkes ucundan köşesinden bir şekilde Marvin'e hayran olmuştur, oluyordur ya da okuyacak olanlar olacaktır. Böylesine paranoyak, depresif, uçsuz bucaksız zekası bulunan ve bundan dolayı önüne gelene hakaret eden ama her emri de paşa paşa yerine getiren; hatta yeri gelince milyonlarca yıl bir yerde sizi bekleyen bir android Marvin. Sayfalarca methiye dizsem yetmez. Keşke çok daha fazla sayfada geçseydi ismi.

Şimdi fark ettim ki ana karakterin ismi bile geçmemiş yazıda: Arthur Dent. Önüne gelenin hakaret ettiği, aşağıladığı, ne kadar az şey bildiğiyle iğnelendiği zavallı ama sempatik Arthur Dent. Senin gibisi gelmez diyeceğim ama alakası yok, hepimiz senin gibiyiz. Evet, ilginç oldu böyle ama gerçek bu.

Kitabı duyanlar bir şekilde 42'yi de duymuşlardır. 42. Hayat ve evren hakkındaki her şeyin cevabı. Soruyu merak eden bir zahmet kitabı okusun. Yemin ediyorum, bayılıyorum böyle gıcıklıklar yapmaya. :) Zaten bu cevabı bulan Derin Düşünce de - ki kendisinin bu cevabı bulması yedi buçuk milyar yıl almıştı - kesinç linç edileceğim demekten kendini alamamıştı.

Tüm seride gözüme batan ve beni rahatsız eden en bariz şey son kitapta Fenchurch'ün (Fenchurch kim diyenler için beni uğraştırmayın, kitabı okuyun diyebilirim) sadece bir kez adının anılması ve ona ne olduğuyla ilgili bir bilgi edinemememiz, Zaphod ile Marvin'in isimlerinin dahi geçmemesi oldu. Açıkta kalan yerler var ama aslında yok; fakat insan onları okumak istiyor işte. Şimdi bana İhtimal Evrenlerden falan bahsetmeyin, kalbinizi kırarım. Fenchurch nerde lan?!

Kitapla ilgili olarak beni acayip keyiflendiren iki karakterden bahsedip susmayı düşünüyorum (nihayet). Birincisi kürdanın bile kullanım talimatına ihtiyaç duyan insanlarla aynı evrende yaşayamam diye isyan bayrağını çekip evren içinde kendine bir dış evren hazırlayan ve orda yaşayan Akıllı Wonko, diğeri de ölüm anı ile bana kahkaha attıran Prak. Bonus olarak da Arthur Dent'in her zaman ve koşulda kurbanı olan Agrajag'ın haklı isyanına katılmadan edemeyeceğimi belirtmek isterim.

Uff, amma uzun oldu ha! Fakat yazmak istediğim daha bir ton şey var aslında. Ne Trillian'dan bahsedebildim ne Slartibartfast'tan, ne Vogonlardan ne DNA'nın birbirine giren ve aynı şeyi söylermiş gibi görünen ama aslında farklı şeyler söyleyen cümlelerinden, ne Rehber'in ne olduğundan (oha, bu harbi ayıp aslında (:) ne Ford Prefect'ten... Off, bitmez böyle. Tüm bunlar için mükemmel bir çözüm önerim var: oturun ve şu kitabı okuyun Zarquon aşkına!

Kitaptan bahsettiğim kısım sona erdi derken yazı sonra erdi demedim yalnız. Şimdi sırada 2005 yapımı film ile ilgili etmek istediğim bir iki laf var ve evet, entel olduğum için filmini izlemeden yapamazdım.

Oyuncu seçimleri çok yerinde olmuş. Hiçbiri sırıtmıyor bence. Gerçi ben ne zaman Zooey Deschanel'ın içinde olduğu bir film izlesem hipnotize oluyorum. Ah ulan ah...

Beş ciltlik seriyi bir saat kırk sekiz dakikalık bir filme sığdırmaya çalışınca atlanan çoooook yer olmuş tabii ama tek filmde ancak bu kadar olurmuş diye düşünüyorum. Halbuki beş kitap için beş film yapsalardı var ya, efsane olurdu bence. Neyse, kitabın ana hatlarını bekleyenler için güzel film ama kitabın onda biri var ya da yok filmde. Agrajag, Fenchurch, Prak, Akıllı Wonko gibi güçlü yan karakterler hiç yok ne yazık ki, sadece temel bir tema var. Gerçi böyle deyince kimse olmamış gibi oldu. Bilemiyorum ya, idare eder olmuş o zaman film. Kendi kendimi tersledim resmen.


Böyleyken böyle işte özetle. Filmi kesin izleyin demiyorum ama izleyince kötü hissetmedim ben. İzlemekten çekinmemek lazım. Fakat kitabı kesin okumak lazım. O esprileri okumak, karakterleri tanımak lazım.

Ben diyeceğimi dedim, seçim sizin artık. Elveda ve tüm o balıklar için teşekkürler diyerek Evrenin Sonundaki Restoran'da bir şeyler yemeye gidiyorum. Niye diye soracak olursanız kitaptan bu ifadelerle kendimi savunur, hepinize esenlikler dilerim:

Uzaya, zamana, maddeye ve varlığın doğasına ilişkin tüm sorular yanıtlandığında geriye tek bir soru kalacaktır: akşam yemeğini nerede yiyeceğiz?
 

4 yorum:

  1. 5
    kitaptan oluşan bir serinin, bir filmin içine sığdırılmaya
    çalışıldığını okuyunca; bugünlerde herkesin yaptığı gibi peter jackson
    amcaya gönderme yapamadan geçemeyeceğim)) peter jackson bu filme el
    atsaydı mutemelen 5ten fazla film izleyecektik:D ama olsun iyi olurdu
    ya. sonuçta şimdi ben bu 5 ayrı kitabı okuyamayacağıma göre, yapmış
    olsaydı izlerdim işte..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Film sadece birinci kitabı anlatıyor diyebiliriz genel itibariyle. Ancak beş ayrı kitabı neden okuyamayacakmışsınız? Okursunuz bence. Okumalısınız!

      Sil
    2. beş
      ayrı kitabı neden okuyamayacakmışım, okurum sizce, okumalıyım, tamam.
      ama dediğim gibi accayip önyargılıyım bu tarz kitaplara. tamam 5 tane
      değil ama bir tane okurum belki inşallah

      Sil
    3. Bence birinci kitabı okurken Marvin'i tanıyınca geri kalanını da merakınızdan okursunuz zaten. :)) Siz hele birincisini bir okuyun.

      Sil