19 Haziran 2013 Çarşamba

Prensiplerim Vardır

* İçimden gelmiyorsa yapmam, etmem, yemem, içmem, gitmem, konuşmam.

* Refleks olan küfürden hazzetmem.

* Yalandan hiç hazzetmem.

* Önce bir adama bakarım adam mı diye; sonra da yazdığına bakarım dahi anlamındaki 'de'yi, bağlaç olan 'ki'yi, soru eki olan 'mi'yi ayrı yazmış mı diye. Baktım yazıyor, sonra kendime bakarım ben adam mıyım diye.

* Çay bardağımı sağımda tutarım. Sol ters geliyor, ellerim birbirine dolaşıyor.

* Çayı şekersiz içerim (aslında bu prensip değil, çocukluk hevesiydi bir zamanlar, öyle kaldı diyelim).

* Kitabın sayfasını kıvırandan ve kitabı fazla açarak (katlayarak) okuyandan çok pis soğurum.

* Piyangoymuş, İddaa'ymış, Süper Loto'ymuş, Toto'ymuş, yok efendim milyonlarmış, şans bana da gülebilirmiş, falanmış filanmış bana ters. Zerre ilgimi çekmiyor. Verseler almam.

* Şansa da inanmam zaten. Sadece insanın gününde olması diye bir gerçek var.

* Tırnak kesmekten öyle böyle üşenmem.

* Sigara da, kokusu da, cismi de, fikri de benden uzak olsun. Ama içene de bir iki gıcıklık yapmak dışında pek karışmam. Böyle de anlayışlı bir insanım.

* Eşitlik diye bir şey yok, basit eşitsizlik o. Hiçbir şey birbirinin aynısı değil, olabilemez!

* Orda burda, dışarda bir mekanda, nerde olursa artık, birinin elinde kitap görsem o kitabın adını bir şekilde öğrenirim (genelde çaktırmadan kapağa bakarak). Kitap okuyandan zarar gelmez; şekil a: ben.

* Bilgi ve mutluluğun paylaşıldıkça çoğalacağına, üzüntünün ise paylaşıldıkça azalacağına inanırım; fakat ilk dediğim hariç diğerlerini uygulamam. Kısaca, malım.

* Geçtiğim yolu, gördüğüm yüzü, duyduğum ismi unutmam (denedim, %90 çalışıyor).

* Televizyon mu? O ne lan? 2008'de kaldı o.

* Çok sevdiğim ve deli gibi beklediğim filmleri sinemada ve mümkünse yalnız izlerim. Yalnız derken salonu kapatmıyorum, atlamayalım hemen. Sinemaya yalnız gidiyorum anlamında... Tabii entel olduğum için ilerde salon da kapatabilirim, belli olmaz.

* Saçmalamak ve az biraz delilik şart. Yoksa bu hayatın çilesi çekilmez.

* Göbeğimi de çatlatsam ilerde kendimi Türkçe olarak ifade edebildiğim şekilde başka herhangi bir dilde ifade edebileceğime ihtimal vermiyorum. Mümkünse bana 'la bi yürü git, kafan mı güzel' desenize başka bir dilde.

* En büyük ve geçerli bahanem: içimden gelmiyor.

* Birisi benden yapmayacağım bir şey istediğinde 'prensiplerime aykırı' demek kadar hoş çok az şey var.

* Konsantrasyonum bozulduğunda veya fazlasına ihtiyacım olduğunda gözlüğümü çıkarırım. Miyop olmanın güzel tarafı da bu, etrafı pek seçemediğiniz için daha kolay toparlanabiliyorsunuz. Bir de gözlüğü çıkarıp ışığa bakmak, ışıkların dağılması falan hoş oluyor. Bu da böyle ibretlik bir paylaşımım olsun.

* Bilimsel inanışım: Tesla. Sanki tüm bilim tarihini elden geçirmişim gibi, peh.

* Dini inanışım: kul hakkına bulaşma da gerisini aranızda halledersiniz (ya da edemezsiniz, ben nerden bileyim).

Şimdilik bu kadar.

6 yorum:

  1. utanmasam şurdan bi burç yorumu çıkartacağım ve kova diyeceğim

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ne alakası var ya? Bikerem ben en asil burca mensubum, yayım. Yaşasın yay burcu!

      Utanmanıza gerek yok tabii ki; sadece biraz daha çalışmanız lazım belli ki. :))

      Sil
  2. utanmamın
    sebebi işte tam da bu. hiç bilemem zaten evet. ama en asil burcun yay
    olduğu konusunda şüphe duyacak kadar bilgim var))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. bu
      arada çevremde o kadar çok yay var ki, edebiyattan anlayanı yok. nasıl
      doğru tahmin edeymişim. şimdi bu benim suçum mu? onların suçu mu? tabii
      ki sizin suçunuz

      Sil
    2. 'Onlar yanlış biliyor, kimsenin suçu değil bu' diye ne de güzel söyler Candan Erçetin. :))

      Sil
    3. ah candancığım ya nerden de aklına gelir böyle şeyler)))

      Sil