30 Haziran 2013 Pazar

Takıntılarım Vardır

* Yanımda kalem olmadan kitap okuyamıyorum, okusam da eğreti hissediyorum kendimi. Olmuyor işte.

* Simetri hastası değilim ama bir yerde bir eşyayla oynamışsam veya yerini değiştirmişsem ordan ayrılırken onu aynı yerde ve mümkünse aynı şekilde bırakmam lazım. (Aslında bunu diğer insanlardan da bekliyorum ama heyhat, herkes benim kadar düşünceli değil.)

* Saatleri tamamlama huyum var. Mesela evden çıkacaksam çok acelem yoksa küsüratlı saatte çıkmam ya da yatacaksam üç dakika daha yedi dakika daha diye kendimi oyalarım saat düz hesap olsun diye. Ağır ameleyim sanırım.

* Çamaşırlarım dolapta soldan sağa montlar, uzun kollular, kısa kollular şeklinde asarım. Karışık olursa yerlerini değiştiriyorum. Halbuki çok da dağınık bir insanımdır.

* Ellerim ıslak kalmayacak, bir an önce bir şekilde kurulamam lazım. Sanki su değil de asit arkadaş, peh.

* Önce sağ tarafıma yatarım, beş dakika sonra sola dönerim, daha sonra tekrar sağa dönerim. Sonra da bir bakarım ki sabah olmuş. Kuşlar, böcekler falan...

* Ceplerimde nerede neyin olacağı mahkeme kararı ile bellidir. Cep telefonum sol cebimde değilse yanımda da değildir ya da anahtarım sağ cebimde değilse ayvayı yedim gibi gibi.

* Her gün geçtiğim yolda her gün karşılaştığım birisine ilk seferinde merhaba ya da günaydın dedim dedim, demedim sonrası kentrilyonlarca kere daha zor. Aslında bu takıntı değil, mallık.

* Benim olan benimdir, çok istiyorsan aynısından sana da alırım ama iyi bir tarafıma denk gelmedikçe o iş yaş. (Bu arada bunu bencillikle karıştırmamak lazım, gerçi anlayan anlamıştır.)

* Sevdiğim insanlarla lan'lı konuşuyorum. Oğlum, bunu yanlış anlayanınız varsa alacağınız olsun lan. Çok ayıp ediyorsunuz.

* Telefonun rehberini sondan başa dolaşıyorum. Baştan sona ne arkadaş? Onu herkes yapar.

* Kitap ayracını kaldığım sayfaya göre sağa veya sola bakacak şekilde bırakmak da vazgeçilmezlerimden.

* Bir filmi izlemeye başlamadan önce IMDb sayfasını Chrome'a pinlemek de güzide bir takıntımdır. Böylece film biter bitmez trivia'lara (nalet olsun, trivia yerine ne demem gerektiğini bilemedim bir an) bakabiliyorum.

* Gün içerisinde binkırkon kere Goodreads, Vikitap, IMDb, Filimadamı, Ekşi Sözlük ve Google Reader'a girmek. Gelin görün ki Google hazretleri Reader'dan elini eteğini çekiyor yarın itibariyle. İşin yoksa yeni bir siteye alış şimdi, ey Allah'ım yaa.

Düşündükçe aklıma bir şeyin gelmemesi bir takıntı sayılmaz herhalde. Zaten gelmiyorsa gelmiyordur. Hiç benim olmamıştır. Hem bir şeyin gelmesini beklemek kolay. Sen onu getirebiliyor musun? Mesele o zaten...

Gecenin bu saatinde yazınca beyin sulanıyor haliyle. Saat dört olsa da Yayınla butonuna bassam. 03:57'de yazı mı yayınlanırmış? Bi dakka...

Edit: Aaa, yayınlanıyormuş. :)

2 yorum:

  1. sizin
    olanın sizin olduğu takıntınız en güzeliymiş)) benim de böyle günlük
    hayatta farketmediğim, ya da farketmek istemediğim takıntılarımı yazasım
    geldi bir an. belki yaparım

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim. :) Siz de yazarsanız okumak isterim. Ama nasıl?

      Sil