Uzun zamandır okumak istediğim bir yazara daha merhaba dedim sonunda, Tom Robbins'e. İsmini ilk Sıska Bacaklar ile duymuştum ben ama sonra gördüm ki Parfümün Dansı daha bir meşhurmuş. Hiç böyle alengirli işlere gelemem, dedim en iyisi ilk kitabıyla başlayayım. Maksat muhalefet...
Bu tip kitaplar hakkında yazmak zor geliyor aslında bana. Çünkü her an elinize alıp okuyabileceğiniz tarzda bir kitap değil. Bence kesinlikle sakin kafayla okunması lazım. Öyle acayip benzetmeler var ki bazı sayfalarda, gülmekten bir hal oldum. Ha, gülmek için anlamam gerekti. Onun için de benzetmeleri tekrar tekrar okuduğum oldu. Öyle acayip bir kitap işte Dur Bir Mola Ver.
Kitabın dilini ayrı beğendim bu arada. Yazar bazen araya girip, bak şimdi güzel okuyucu ben burda bunları bunları da anlatıp şu detayları da verebilirdim ama senle uğraşamam gibisinden laflar ediyor. Çok güzel lan! Kitabı okurken hakikaten bana anlatıyor gibi hissettim. Yani aslında çok riskli bir tarz; çünkü yapmacık olma ya da öyle anlaşılma ihtimali epey yüksek. Amma lakin ki bana hiç öyle gelmedi, gayet de zevk aldım okurken.
Yer yer çok güzel laflar da ediyor kitap. Misal: "Arabayla nehir yolundan yukarı doğru giderken görüp de dokunamadığım altmış bin ağaç var. Tıpkı benim gibi, Amanda da süratle giden cipin içine hapis, ama o, her ağaca dokunuyor." gibi. Ya da çok orijinal bir karakter olan (aslında kitaptaki her karakter hakikaten çok orijinal) Amanda'nın deyimiyle "kelebeklerin ömrü tam da olması gereken uzunlukta". Daha bir sürü güzel ifade var kitapta ama gıcıklık olsun diye yazmıyorum. Okuyun, işiniz ne?
Çevirmenimiz Fatma Taşkent de tabii ki alkışı hak ediyor. Bu tip kitapları çevirmek acayip zor olsa gerek. Bence on numara beş yıldız bir iş çıkarmış. Tebrik ediyorum.
Bu arada, kitapta Vatikan'da kimsenin giremeyeceği, girişin herkese yasak olduğu bir oda muhabbeti ve o odanın içinde olan 'şey' için Tom Robbins'e helal olsun diyorum. Evet, aslında fikir çok basit ama benim hayatta aklıma gelmezdi. Umarım bu satırlar sizi daha da işkillendirmiştir. :)
Konumuzla çok alakası yok ama bence Otostopçunun Galaksi Rehberi'ni seven bu kitabı da sever. Zaten Otostopçunun Galaksi Rehberi'ni sevmeyenden de... Neyse, büyük konuşmayayım. Sonra dönüp dolaşıp bana kapak oluyor gene. Karma mıdır nedir?
Şimdi ben tabii ki Tom Robbins'in diğer kitaplarını da okumayı kafaya koydum. İlk kitabında bunları yazan adam herhalde sonraki kitaplarında da beni oldukça düşündürür, güldürür ve eğlendirir. Belki de ağlatır, bilemiyorum.
Kitap hakkında bu kadar konuştuğum yeter bence. Pek keyfim yok zira, daha uzatamayacağım. Bir salgın mı ne varmış, ona tutuldum. Tüm gün yattım, böyle bir şey olabilemez! Halbuki hiç de bana uğramazdı bu tip soğuk algınlıkları falan. Yaşlanıyor muyum ne?
Hastalık çok ilginç bir durum valla. Yani ne bileyim, beş dakika önceki benle beş dakika sonraki ben aslında aynı benim. Ama bu iki zaman diliminin ilkinde bir şey hissetmezken, ikincisinde başım ağrımaya başlamış olabiliyor. E, daha demin bir şey yoktu. Ne oldu da bozulduk yani? Yemeğini mi vermedik? Çayını mı eksilttik? Nedir yani? Zaten sırf şu iki an arasındaki farkların nedenlerini düşünmekten kendimi daha beter bir hale sokuyorum. Gafa yok ki...
Durup dururken aklıma geldi, onu da yazayım. Bu kürdan harika bir icat dostum! Her eve lazım. Evet. Ve kürdan ne kadar harika bir icatsa greyfurt da bir o kadar nalet bir meyve. Ağzım yüzüm çarpıldı yiyeceğim diye. Zaten öğlen de minik portakal zannedip bir tane limon yemiştim. Hayır yani, bari yarısını yiyince anlar insan. Neyse ki hepsi bitince anladım. Limonlar da çok bozdu zaten, portakal kisvesi altında saklanmalar falan...
Neyse, ben durup bir mola vereyim en iyisi. Siz de kendinize iyi bakın. Yoksa şekil a'da görülebileceği üzere devreleri yakabiliyorsunuz. Sağlık ve sıhhatle kalınız efem.
Not: Kış Okuma Etkinliği, en az beş kitabı yayınlanmış bir yazarın ilk eserini okuma kategorisi, 25 puan.
Ben çok merak ettim kitapı, acayip de işkillendim.
YanıtlaSilErdin mi muradına? Ahaha :D
Okunacaklar listeme ekleyeyim.
Evet, şu anda kendimi başarılı hissediyorum. Muradıma erdim. Ne mutlu bana şu anda. :)
Silşimdi
YanıtlaSilben bu otostopçunun galaksi rehberi'ni sevmeyeceğimi bildiğimde okumaya
çalışmayacağımı bildiğimden bu noktaya takılmayayım da n'apayım
diyecektim. ki. büyük konuşmayayım falan yazmışsınız allahtan.
kurtardınız yani. neyse))
yazarın üslubu güzelmiş, ben okurken kesin çok keyif alırım. o sebepten
okusam güzel olabilir.
bu arada kürdanın güzel bi icat olduğunu birisi daha söylemişti ya, yine
siz miydiniz acaba? kimdi o ya? ama ben bunu kesin duydum.
Ben demiş olabilirim, mümkündür. Yer yer kendimi tekrar ettiğim olur çünkü.
SilOtostopçunun Galaksi Rehberi için yazdığımın tersi daha doğru aslında. Yani Dur Bir Mola Ver'İ seven onu kesin sever. Ama Otostopçunun Galaksi Rehberi'ni seven bunu sevmeyebilir. Çünkü o daha bi aşmış bence. Fakat yine de büyük konuşmamak lazım, paçayı bir yerden kurtaracak şekilde açık kapı bırakmakta fayda var. :))
Maksat muhalefet :) bunu çok mu yapıyoruz ne? Bu arada hiç işkillenmedim ne olacak simdi :) Şaka bir yana uzun zamandır okumayı düşündüğüm bir yazar. Henüz yeni yılda okunacak yazarlar listesi yapmadım duruma göre okuyabilirim. Çok geçmiş olsun, keyifli okumalar.
YanıtlaSilMuhalefet olmak benim için vazgeçilmez bir tutkudur adeta. :) İşkillenmişsiniz siz, farkında değilsiniz sadece. :)))
SilTeşekkür ederim, biraz süründürdü ama yavaş yavaş geçiyor.