15 Eylül 2012 Cumartesi

Tragedyalar Üzerine...

Hemen birkaç satır bir şey karalamazsam çatlayabilirim! Allah'ımmm, o nasıl bir yetenektir ya?! Hayatımda ilk defa şiir okurken bildiğin heyecanlanıp kılıktan kılığa girdim.

Huuhhhhh... Derin bir nefeesss... Tamam lan, yok bir şey, sakinim.

Sayın kişi, oku bir zahmet şu Tragedyalar'ı, lütfen! Gotik desen evet, etkileyici desen evet, tespit desen gırla... Daha ne istiyorsun ki yani?


İçimdekilerin yüzde sıfır nokta yetmiş dokuzunu (küsüratlı veriyorum ki salladığım anlaşılmasın) ancak anlatabildim şu an. Hani ben söylemiş olayım da sonra vay efendim ben duymadım falan olmasın.

Sonrası Kalır - I'i de bitirince genel bir yazı yazmayı düşünüyorum tabii ki ama Tragedyalar için ayrı bir yazı olsun istedim burda.

Ve şiirlerler ilgili bir içerik bilgisi de kullanmadım farkındaysanız (cümleye de Edip Cansever gibi 'Ve' ile başladım ya, ölsem de gam yemem herhalde artık!). Okuyun, öğrenin bi zahmet. :)

Bir de acaba bu Tragedyalar sahnelenmiş midir diye düşünmeden edemiyorum. Bu konuda bir bilgim yok ve sahnelememişlerse bu adamlar daha neyi sahneliyorlar çok merak ederim, baştan söyleyeyim!

Bu da bonus: Edip Cansever, Tragedyalar'ı nasıl ve neden yazmış? Ekşisözlük yazarı suyunrengi'ne teşekkürler. :)
 

2 yorum:

  1. hımm, bundan başlarız öyleyse...yalnız şu izleyiciler ne garip hiç bi yorum yazmıyorlar,herşeyi okumuşlar mı ne :)
    yalnız siz de mühendis çıktınız ya, bütün kitapsever bloggerlar mühendis diycem yakında :)N.Narda

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Adı üstünde, onlar izleyici. Yorumlamaya başladıklarında o etiketin adını 'muhabbete ortak olanlar' olarak değiştireceğim. :)

      Mühendisler de kitap sevmez olarak bilinirler bir de, değil mi? Amma lakin ki öyle değildir işte. :)

      Sil