"Şimdi ölmek isterdim, hemen, yalnız olduğumu bir daha anlamadan önce."
Birkaç yerde denk geldiğim sözlerinden sonra bu adamın bütün kitaplarını okumam lazım dediğim birisiydi André Gide ve Dar Kapı ile bismillah demiş oldum. Ama kitabı beğenmedim pek, her ne kadar vakti zamanında Ahmet Hamdi Tanpınar "bugünün gençleri Dar Kapı'yı okumalıdırlar" demiş olsa da.
Sanırım buradan çıkarabileceğim tek sonuç artık yaşlandığım. Yoksa Ahmet Hamdi bir laf edecek ve ben çok da katılmayacağım? Nope, neva evah! Ama işte hayat böyle, naabıcan?
Kitabın anlatmaya çalıştıklarını arka kapağındaki yazı ve çevirmen Buket Yılmaz'ın önsözü gayet güzel özetliyor: erdeme giden yolun zorluğu. Evet, böylece ben de yazıyı burada bitirebilirim. Ama canım sıkılıyor ve birkaç kelam etmezsem çatlarım.
Kitabın temelinde bir aşk var. Jerome ve Alissa arasındaki bu aşırı zorlaştırılmış ilişki... Ya işte aslında hepsi Alissa'nın kafayı ilahi aşka gitme, kusursuzluk gibi kavramlara takması. Yoksa Jerome dünden razı, gül gibi de çocuk. Sana laflar hazırladım Alissa. Sen ilah değilsin yavrucuğum, bu kadar kasmamalıydın. Bak şimdi ne oldu?! Ne gerek vardı bunlara? Erdem erdem diye nice düşünceye sarıldın, senin sadık yarin Jerome'du. Ölmeye herkes ölecek, gönül koyma canım kara toprak.
André Gide bu kitabının, diğer eserlerinden Ayrı Yol ile beraber okunmasının ya da ikisinin bir düşünülmesinin daha isabetli olacağını söylemiş. Ben o kitabı okumadım. Vikipedi maddesi doğru söylüyorsa Ayrı Yol, Dar Kapı'dan 7 sene önce yazılmış. Belki de önce onu okumalıydım. Ama bu haliyle de Dar Kapı'nın bir eksiklik hissi taşıdığını da söyleyemem. Kendi başına bir eser gayet de.
Her ne kadar insanı biraz bunalıma sürüklese de okumak için bir şans vermek lazım Dar Kapı'ya. Bir kitabı doğru zamanda okumak çok önemli. Belki de ben sadece doğru zamanı tutturamadım.
Bu arada tarihe not düşmek isterim ki bugün çok ilginç bir şekilde gökyüzü görülebiliyor Trabzon'da. Bulutlar izin kullanıyor herhalde. Yoksa yani, saçmalık... Güzel memleketimden hepinize selam ederim, kalın sağlıcakla.
"Bir kitabı doğru zamanda okumak" ne güzel ayrıntı. Pek çok kitap yada yazara haksızlık edebiliyoruz :(
YanıtlaSilEvet acemi blogger, ne yazık ki yapabiliyoruz öyle şeyler. :/
Silbir kitaba ancak bu kadar hakaret edilebiir. anlamadım deseydin daha güzel olurdu. bir de kitap yorumluyorsun. once kıtaba saygı bilmeli
YanıtlaSilTürkçe anlayan birisi için sondan ikinci paragrafım adeta bir savunma niteliğinde olmuş. Sizi kastetmiyorum tabii, sizin Türkçe bilmediğiniz “biraz fazla” aşikar.
SilFakat sayenizde ben de tekrar okudum yazımı. Beğenmedim. Psikolojik olarak çok zor bir dönemdi o zamanlar benim için. Adeta içimin sıkışmış hali harflere yansımış. Bu yorumunuzla bana o günleri anımsattığınız ve bir kez daha şükretmeme vesile olduğunuz içinse teşekkür ederim.