30 Eylül 2014 Salı

Oruç Aruoba - yürüme

"Bütün dert, ötekilerle birarada yaşamak zorunda
olup, birarada yaşamaya dayanamamızdadır."

tümceler ve de ki işte ile birlikte içerik açısından bir üçleme oluşturan yürüme'yi de okuyarak Oruç Aruoba eserlerinde ilk aşamayı tamamladım. Yalnız bu kez yoruldum. Zira yürüme en ağırı ve içerik olarak en zoru gibi geldi bana. Gerçekten felsefe kitabıymış yani. Devreler yandı biraz.

Karışık bir içindekiler bölümü var kitabın ama temel olarak şu üç kısımdan oluşuyor: BİZ (1), yer, yön, yol.(2), kişi(3).

Bunlardan yer, yön, yol kısmı benim en çok sevdiğim bölüm oldu. Yer, yol, yön kavramları hakkında gerçekten düşündürücü ve vay arkadaş dedirtici ifadeler var bu bölümde. kişi bölümü ise okurken en çok yorulduğum parçalara sahipti nedense. Fakat burada genel olarak insan ile kişi farkını net vermiş olmak adına çok çabaladığını hissettim Aruoba'nın. Öyle sanıyorum ki beni en çok aşan kısım da bu son bölüm oldu zaten.

"Zamandır en büyük düşmanımız-
biz istemeden yürüyüp giden; biz istediğimizde de,
bir türlü istediğimiz noktada durmayan
- zaman, bizi bırakıp gider, terkeder
-- zaman, bizi, öldürür..."

Bu kitabı okurken bir kez daha imlânın önemini anladım. Gerçi bana sorsanız haddinden fazla oynamış derim noktalama işaretleriyle. Hakkını vererek okumak isteyince yıpranıyor insan. Belki de ben o kadar kafa patlattım, siz de en azından okurken yorulun demek istiyordur Oruç Aruoba. İşte, benim sorunum da bu. Oruç Aruoba'nın bile benim gibi zevzek olabileceğini düşünüyorum. Çarpılmasam bari.

Şimdi düşününce özellikle yer, yön, yol kısmı bu kitabı bir yolculuk kitabı yapıyor. Ne bileyim, yol şarkıları var mesela, bazı şarkılar yolculukta çok güzel dinleniyor. Onun gibi işte. Bu kitap da dağa bayıra vuracak insan için on numara bir yoldaş olur. Değerlendirmekte fayda var.

"İnsanlar yanyana yürümesini bilmiyorlar ki-
hep biribirlerinin üstüne üstüne yürüyorlar."

Daha önce Oruç Aruoba kitapları için bahsettim mi hatırlamıyorum ama Metis'in kitap kapaklarını oldum olası sevmişimdir. Oruç Aruoba eserleri için hazırlanan bu kapakları da çok seviyorum. Aslında kapak yok gibi bir şey ama minimalist insanım ben. Çok yakışıyor bu kapaklar kitaplara. Aklıma gelmişken söyleyeyim dedim.

"Bir yaşam, bir yönün bir yol olup
olamayacağının denenme sürecidir."

Sanırım yürüme hakkında bu kadar konuşmam yeterli. İlerleyen yıllarda Oruç Aruoba kitaplarını tekrar okudukça daha iyi anlayacağımı düşünüyorum. Şu anda aradaki seviye farkı çok gibime geliyor. Okudun da ne anladın diye sorsalar 'yani işte, bi yol var, aslında o, yol değilmiş' gibi bir şeyler diyebiliyorum ancak. Bu cevaba madem anlamayacaktın daha ne demeye okudun diye cevap verecek insanlara da buradan selam ederim. Sizin ben kedi canınızı...

Kalın sağlıcakla gençler, görüşmek dileğiyle...

"Kişinin kendi üzerine soruları arttıkça yanıtları azalır.
(-Zaten tersi doğru değil mi: kendi üzerine bütün
yanıtları 'bilen' kişi, kendini hiç sorgulamamış kişi
değil mi - yani insanların çoğunluğu...)"
 

8 yorum:

  1. Bende bir Oruç Aruoba kimdir ne yazar, neden bu kadar sevmiş bu adam merakı uyandırdınız , en kısa zamanda elime bir tane geçirmeyi planlıyorum :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ne güzel olmuş o zaman ya, en kısa zamanda tanışırsınız umarım. :)

      Sil
  2. bazen az anlamak , hiç anlamamaktan iyidir... sonra sonra yine okur başka başka düşünürsün.Vakti değildir..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Doğru dedin, vakti değildir belki de.

      Sil
  3. Oruç Aruoba benim için çok ayrı bir yerde. Ne zaman kafam karışık olsa, konuyla ilgili bir kitabına atıyorum elimi, hiç şaşmadı bu. Kapakları ben de çok beğeniyorum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Felsefe ile ilgilenen çok yerli yazar yok. O yüzden benim için de çok önemli Oruç Aruoba. Ne güzel ki daha okuyabileceğim bir sürü kitabı var.

      Sil
  4. yaşam,
    yön, yol üzerine yaptığın alıntıyı çok beğendim. güzel cümleymiş.
    edebiyat bu farkındalığı sağlayabiliyor gerçekten. böyle güzel cümleler
    okuduktan sonra hayatımızla ilgili sorgulama yapabiliyor muyuz bu çok
    önemli. bu da kişilerin kendilerine kalmış bi mevzu. ileriki adımlar
    yani.

    hani bir yön gerçekten yol olabilir mi'yi gerçek hayatın döngüsü içinde
    gelişen olaylarla gelebilecek yönler değil de bilinçli bi şekilde
    seçilen yönlerle düşünmeliyiz. zaman kaybetmemeliyiz bence konu ne
    olursa olsun. hayat değerli ve hepimizin bu dünyaya geliş amacı ve
    sorumlulukları var. yönler de az çok belli hani))

    ayrıca sondaki alıntıyı da beğendim. kısacası yazarla ilgili çok
    mutluyum şu an. iyi tercih))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. 'Bir yön gerçekten bir yol olabilir mi' sorusu hakikaten acayip güzel bir soru. Senin dediğin şekilde bilinçli seçilen yönlerle olabilir. Buradaki temel mesele o bilince sahip olmak ya da karakteri işleyip o sorumluluğu almak. Ben böyle düşünüyorum diyeyim de sonra sıkıntı olmasın. :)

      Oruç Aruoba iyi. Hani bazen sayfalarca aynı şeyi söylüyormuş gibi hissetmesem okurken daha da iyi olacak ama bu benden kaynaklanıyor da olabilir. Bilemiyorum.

      Sil